29.05.2010

Turkish English!


Türkçe konuşurken araya İngilizce kelime sokuşturanlardan, sokuşturma çabalarını insanın gözüne gözüne sokanlardan oldum olası hazetmezdim. İnsanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş. Öyle bir bitti ki o otlar, Amazon ormanı mübarek. Çalıştığım firma yabancı, doğal olarak İngilizce yazışmak, bazı teknik konularda İngilizce'sini kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Ama öğle arası olmuş, muhabbet ediyoruz yahu. "Evaluate etmeyip ignore edersek successful bir sonuç alamayız" diyorsun bana. Annem sen nerdensin, Türk müsün yabancı mısın? Türkçesini kullanmak daha kolayken ne diye kasarsın kendini bu kadar? Hem artık İngilizce konuşmak/konuşabilmek öyle aman aman süper bir yetenek değil ki. Sokarsın araya Urduca bir şeyler," ya pardon 4 dil biliyorum da arada karışıyor konuşurken" dersin, o zaman şaşırırım işte. Yapma ciğerim böyle artistik numaralar, yoksa seni dismiss ederim lunch breaklerimden çok down bir moodda gezinirsin! Senin dilinden konuşuyorum bak, anladın sen beni;)

29 yorum:

edibe @ edbdesigns dedi ki...

hahayyy superrr olmus :)) ben de cok bi gicik olurdum Turkiye'deyken... ingilizceyi ana dilim gibi bilirim, herifin teki benim ingilizcemi duzeltiyordu... ayni seyler... simdi ben de arada blogumda sirf gicikligina ekliyorum 1-2 kelime :)) cok hos yaa :))

Aslı dedi ki...

amannn! Allah sabir versin... Bir de yok boyfirendimlen suraya gittik yok selebriti olmak cok zor, televizyondakiler de cildirtiyor insani.. Dayan beybi, hersey okey olur zamanla!

Adsız dedi ki...

senı cok ıyı anlıyorum :) bızım okulda kı hocalarda aynen bu sekıldeler :) yok dowsizing yok benchmarking yahu yok mu bunlarun turkcesı :)

beetlejuice dedi ki...

Edibe, o düzeltenlere de ayrı gıcığım. Hele ki aksanımı düzeltenlere, kardeşim İngiliz değilim ki İngiliz aksanı konuşayım. Deli mi nee:)

Aslıcım, o selebritilerde Seda bacı başı çekiyor. Yok backgroundına bakacaksın, yok iyi feedbackler alıyorum. Alışmamış popoda don da durmuyor gerçi:))

Pelin, aaa Türkçesi havalı durmuyor ama, heat exchanger demek varken niye eşanjör desinler ki:)

JuVeNiL dedi ki...

benim çalıştığım bir yerde vardı böyle tipler "focus olamaayiiyoruumm"... olma canım sen focus da olma hi çbişi olma kaybol!

Sazan dedi ki...

Oh kalemine sağlık valla, duygularıma tercüman olmuşsun :)

Prima Donna dedi ki...

ah bu özentilik bu eğretilik... "nefretle" ingilizce bölümde okuyan biri olarak hocasından öğrencisine neler duyuyorum neler ben de aynen bu tarzda...
hazırlıkta okurken fakülteye gitmiştim bir iş için(binalar ayrı) çbi ocukla merdivende çarpıştık oopss dedi bana:)
yalnız da değilmişim: http://vintagebiscuit.blogspot.com/2010/05/opsss-derken-yolda-yuruyorum-onumde.html

benden, bizden... dedi ki...

ben türk bir şirkette aynı komediyi yaşıyorum, olayın shitini çıkarmak diye buna derim :)

nilo dedi ki...

hahahah join da club beetle, take a seat up front:D

beetlejuice dedi ki...

Juvem, odaklanamıyorum daha mı zor, hadi onu da geçtim kökeni yabancı da olsa konsantre olamıyorum dese? Ama yok focus çok havalı, okus pokus:))

Sıradan bir sazan, teşekkür ederim, hislerimiz ortak olsa da Türkçe konuşmaya yeğleyen bir azınlığız ne yazık ki:)

Prima Donna, canım onun bir de "ouch" versiyonu var. Bacağını kolunu vurup ouch diyorlar! O ouch dedikçe şeytan diyor git kafasına kafasına vur:)

Poh poh perim, yabancı şirkette çalışanların bir terimin İngilizce'sini kullanması hadi bir yere kadar normal de Türk bir firmada olması gereksiz:) Güzel bir dilimiz var yahu, niye utanıyoruz kullanmaktan:)

Nilocum, başlarım ben böyle club'a hee, club üyeleri Ayşe Fatma Raziye, kullanılan dil İngilizce. Peeh:)

Adsız dedi ki...

Bir İngilizce öğretmeni olarak ben de dışarda çok dikkat ediyorum, çünkü çok görgüsüzce geliyor ve de çok komik:) ama arkadaşlar arasında okulda ister istemez, biraz challenge olsun öğrencilere, feedback vermem lazım, add-drop haftası, ve daha pek çok bıdı bıdı ingilizce kelime kullanıyoruz

CherrybLossomgirL dedi ki...

çok alemsiniz , yazının sonu süper olmuş :)

Merve dedi ki...

Bende fransız bir şirkette aynısını yaşıyorum çillim :))

beetlejuice dedi ki...

Lucy, iş esnasında İngilizce kelimelerin kullanılmasına hiçbir itirazım yok ama iş dışında kullanımı çok eğreti duruyor:)

Cherryblossomgirl, eheh delirttiler beni, onlar gibi oldum:)

Mervecik, İngiliz'i Fransız'ı Türk'ü farketmiyor demek ki her işte var bu durum:)

HaNdE... dedi ki...

:):):):)

Hayatın Ressamı dedi ki...

evet bende hiç hoşlanmıyorum bu durumdan.üstelik bloğumdada defalarce belirttim.
yabancı kelimeler sıkıştırmalar yabancı ,isimlerini yabancılaştıranlar hiç hoş değil.
özenti ve banel.

April dedi ki...

Çilli'yi böyle delirttiler :)))

Ben de hiç hoşlanmam bu konuşma şeklinden, sen de onlara inat, araya Osmanlıca sözcükler serpiştir Çillicim, Türkçe'de bile tam karşılığı yok İngilizcesini söyleyemem dersin :))

beetlejuice dedi ki...

Handecim,:)))

Sihirli eller, maalesef herkes böyle olmaya başladı:(

April, delirdim cidden:) "Fevkaladenin fevkinde teçhizatlanma ile muvaffakiyet sağlarız" gibi cümleler kuracağım ben de:)

~olive~ dedi ki...

Twitter açtım ve seni de ekledim canım:) ___asli___ olarak:)

beetlejuice dedi ki...

Olivecim, yuppii ben de ekledim hemen seni:)

~olive~ dedi ki...

Oleyyyy, süper, teşekkürler tatlım!

Aslı

Adsız dedi ki...

beetlejuice nerelerdesin hasret kaldık yazılarına

beetlejuice dedi ki...

Lucy, teşekkür ederim merak ettiğin için, ben iyiyim sadece blogla ilgilenebilecek ne enerjiye ne de vakte sahip değilim artık:(

gly dedi ki...

ozledik seni nerelerdesin? patronuna soyle seni cok calistirmasin, hayranlarim sikayet etmeye basladilar de:)

beetlejuice dedi ki...

Gülaycım, ben de sizi çok özledim, patronum laftan anlayan biri olsa neler neler diyeceğim ben ona ya neyse:) Öyle yorgun öyle bitik geliyorum ki eve maalesef blogla ilgilenecek halim olmuyor:(

Asortik Krep dedi ki...

Bla bla bla diye yazan blogcular bile var :P

hayır konuşurken diyelim ki ağzından kaçtı, yazarken nereden kaçırıyorsun anlamadım ki..! :)

beetlejuice dedi ki...

Asortik krep, bu yazıyı yazdıktan sonra daha dikkat etmeye başladım. Bizim dilimiz artık %20 İngilizce olmuş, hatta ben bile arada kaçırır olmuşum bazı kelimeleri. Dikkat etmek lazım:)

FrenkUzumu dedi ki...

Ben kabul ediyorum, iki dile de yeterince hakim olamamaktan kaynaklanıyor bu.

Eğer İngilizce'yle çok haşır neşir oluyorsan(hele de belli bir alandaki terimlere alıştıysan), sonra gidip Türkçe konuşmaya kalkınca hatlar karışabiliyor. Ve ben herkes için değil ama kendim için, asıl aklıma geleni geldiği gibi ifade edemezsem ve durup tam Türkçe karşılığını düşünmeye kalkarsam kasıldığımı hissediyorum. Hele de ifade etmek istediğim şeyi tam karşılamıyorsa bulduğum karşılıklar...

Ben de araya İngilizce kelime serpiştirme dürtümü karşımdaki kişiler de İngilizce biliyorsa dizginlemeye uğraşmıyorum, amaç anlaşmak. Ama İngilizce bilmiyorlarsa asıl özentilik, hava atmak orada oluyor zaten. Anlamsız ve gereksiz çünkü nasıl olsa yine uzun yoldan demek istediğimi açıklamak zorunda kalıyorum...

Bu arada Türkçe'yi de yazarken doğru kullanmak gibi bi' takıntım vardır. :)

Derdimi anlatayım diye uzattım yine. :P

beetlejuice dedi ki...

FrenkUzumu, teknik konularda, işteyken hiç kasmıyorum kendimi. Hatta bazı terimlerin Türkçesini blmiyorum bile. Ama iş meslek jargonu dışına çıkınca inatla İngilizce konuşmuyorum. Mis gibi anadilim var benim yahu:) Hele ki yazılı Türkçe'de senin gibi çok daha hassas ve dikkatli olmak taraftarıyım:)