İlk golü Hırvatistan-Karadağ sınırında yedik kendisinden. Sınıra gelirken hiç sorun yaşamayacağımızı söylemişti ama yaklaşık 1.5 saat bekledik! Bu sürede diğer tur rehberleri otobüsten inip polislerle durumu konuşurken bizimki en öne oturup etrafı seyretti. Otobüsten adımını atmadı. Zar zor sınırı geçince de "Eşleriyle kavga etmişler herhalde, zorluk çıkardılar eki eki eki" diye kendince sevimlilik yaptı. Tatil ruh halimle kulaklarımı mikrofondan yükselen sesine tıkayıp etrafı seyre daldım.
Karadağ'da iki şehri gezdik. Kotor ve Budva. Kotor'a, Kotor körfezinden 8 dakikalık bir feribot yolculuğuyla gidiliyor ama biz yolu uzatarak körfezi seyrede seyrede gittik. Yine her şey çok güzeldi, gözlerim resmen güzelliğe doydu bu tatilde.
Niye Karadağ demişler bu ülkeye sorumun cevabı. Nereye giderseniz gidin her yerden dağlar yükseliyor.
Kotor eski şehrin girişi.
Bu şehre araba, motosiklet ve uzaylılar giremez:)
Kotor eski şehirde sağım, solum, önüm, arkam yeşil panjurlu evdi. Ben ev diyorum ama onlar saray diyorlar. Burda Osmanlı damarım tutuyor, "Bu mu saray kardişiim? Bizim Topkapı'yı görmemiş bunlar tey tey teeey" diyiveriyorum:)
Karadağlılar Avrupa'da tembellikleriyle ünlü bir halkmış. Hatta tembellikleriyle ilgili fıkralar bile varmış. Rehberimizin anlattığı ve bizi kahkahalara boğduğu (!) fıkra şöyle: Her Karadağlı'nın yatağının yanında sandalye olurmuş. Yataktan kalkarken çok yorulduklarından dinlensinler diye. Hoy hoy hoy! Ne komik ne komik:) Karadağlıların tembelliğine gözümüzle şahit olduk ama. Buyrun çalışma saatleri:)
Uğradığımız her şehirde olduğu gibi Budva'da da eski şehir bulunuyor. Tatil boyunca en hoşuma giden yerler bu eski şehirler oldu zaten.
Karnımızı eski şehrin içinde bir pizzacıda doyurduk. Yine çok lezzetliydi, yine ucuzdu, yine midemiz bayram etti:)
Ekstra turlar içinde bizi en çok cezbeden Kotor-Budva turuydu, çok da memnun kaldık. Diğerlerinde (Mostar-Split-Saraybosna) minimum 4 saatlik yol tatil rehavetindeki bünyeme pek çekici gelmedi açıkçası. İtiraf etmek gerekirse sonraki gelişlerimde gidecek yerim de olsun istesin. Ve yine itiraf etmek gerekirse Dubrovnik'de daha çok vakit geçirmek istedim.
4. günde yine Dubrovnik sokaklarında buluşmak üzere...