30.06.2009

Ve karşınızda...

10 sene sonranın en yakışıklı erkeği...

Pazar günü Nicolas Cage'in son filmi Knowing-Kehanet'i izledik. Film tam benim sevdiğim tarzdaydı. Kıyamet kopsun, okyanuslar kabarsın, buzul çağı yaşansın, hortumlar evleri uçursun, uçak düşsün... ve ben sıcak evimde seyredeyim:) Böyle garip bir film zevkim var. Bu film de o türe girdiği için çok beğendim.

Filmde boncuk boncuk bakıp "Şişşt ben 10 sene sonranın Brad Pitt'i olacağım nabeeer?" diyen bu tatlı ufaklık Chandler Canterbury. Şimdiden güzel bakmayı öğrenmiş, maviş bir yakışıklı. 10 sene sonra gazeteleri elimize aldığımızda şimdinin 20'li yaşlarında olan bir starıyla aşk yaşadığını okuyabiliriz. Ne de olsa genç sevgili her daim moda:)

Umarım bu mavi boncuk diğer çocuk Hollywood yıldızları gibi sonunu kendi elleriyle hazırlamaz. Yakışıklı olduğu kadar akıllı da olur ve "geleceğin Brad Pitt'i" kehanetimi doğru çıkarır:)

29.06.2009

E.L.F. hep free shipping olsana

21 Haziran'daki free shipping'ten faydalanarak makyaj çantama yeni E.L.F'ler kazandırdım. Bu E.L.F'i sevdim ben. 1.5£'a ortalama ve ortalama üstü ve hatta çok iyi ürünler alabiliyorsunuz. E.L.F indirim, free shipping yaptıkça ben de alışverişe devam edeceğim. Bu alışverişin en güzel yanı ise 22'sinde kargoya verilen paketimin 25'inde elimde olmasıydı. Uçaktan apartmanın tepesine atsalardı yaklaşık aynı sürede gelirdi:P

Aldığım ürünler, concealer (Fair), allık (Glow) ve Shimmering Facial Whip (Persimmon). Concealerda biraz hayal kırıklığına uğradım. Daha iyi bir performans bekliyordum, ortalama bir ürün çıktı. Kıyaslamamı Maybelline Everfresh concealer ile yaptım. Daha iyi ürünlerle kıyaslandığında sıfır alıp oturabilir zavallım:)


Allık için ne desem az. Harika renk veriyor, içinde altın ışıltıları var, iyi fırçayla toz toz olmuyor, hemen yüzümden uçmuyor. Sabah 10'da sürdüğüm allık akşam 6'da yaklaşık bir %10 luk kayıpla yerinde duruyordu. Eee daha ne olsun:)

Shimmering Facial Whip, çok amaçlı bir ürün. Highlighter olarak, allık olarak kullanılabilir. Pembemsi olduğu için daha çok allık olarak kullanacağım gibi. Avuç içinden küçük bir ürün. İlk elime aldığımda ben bunu 3 fırta bitiririm dedim ama sonra elimde deneyince ömürlük olduğunu anladım:) Elimin üzerine yarım hatta 4'te 1 bezelye kadar sürdüm ve o rengi verdi. Kremime minnacık katmayı deneyeceğim bir gün, bakalım nasıl bir sonuç verecek.

Concealer dışındaki iki ürünü gönül rahatlığıyla alıp sürüp sürüştürebilirsiniz. Sefamız olsun:)

28.06.2009

Josh+Java= :)


Bir erkeğe en çok yakışan şey nedir sorusuna cevabı buldum. Bebeği:)


Bebeğe garip ad koyma kervanına Josh da katılmış. Kızının adı JAVA! Ben de MatLab koyacağım çocuğumun adını, ne de olsa en çok o programı kullanıyorum:P

Fotoğraflar: JustJared

27.06.2009

İndirim... mi acaba?

Bu hafta fazla işim olmadığından alışveriş merkezi, outlet ne varsa gezip indirimleri kontrol etme fırsatını buldum. Kimi yerlerde cidden bir indirim varken kimininki çakma indirim. Marka marka indirimler:

Mango: %70'e varıyor indirim. Cidden de varıyor:) Optimum Outlet'te kotlar, kargo pantolonlar ve elbiseler 15-40 arası fiyatlaraydı. Ayakkabı ve çantalar hiç güzel değildi ya da bana hitap etmedi. Gidilmeye değer bence.


Nine West: %70'e varıyor burada da indirim. Ama varan ürün sayısı çok değil. Genelde %50 indirim var. Terlikler-ayakkabılar 25-120 arasında değişiyor. Skala çok geniş anlayacağınız:) Ruhuna indirim kaçmış yurdum ablalarının arasından size uygun ayakkabıyı bulmak cidden zor iş. Ben ayakkabı denerken yanımda kilosunun 3 basamaklı bir sayıda olduğunu düşündüğüm bir abla ince bantlı, zarif bir ayakkabıya ayağını sokmaya çalışıyordu. Ayağı girdi de ama sonra o ayakkabıdan başkasına hayır geldi mi bilmiyorum:) Ayakkabı denemek ürünleri haşat etmek, deneyip ortaya atmak, kendini 5 dakikalığına tatmin etmek bazılarına göre herhalde.

Mavi: %50'ye varan indirim. Varmıyor, hiçbir yere gitmiyor bu indirim. Beğendiğim bu kargo şort yaz başında 70 lira ile açılış yapmış ve bu indirimde %0 indirimle yine 70 lira. Olsa da giysek'deki sandaletler 69.90'dan 49.50'ye düşmüştü. Bayan ürünlerinde hem güzel olup hem de indirime giren sadece o sandaletti.

Batik: %50 ye varan indirim. Penye %50 ye varıyor indirim ama elbiselerde değil. Nar çiçeği, kat kat bir elbisede gözüm kaldı. 65 lira vermek istemedim ama. Biraz daha inmesini bekleyeceğim.

LCW: %50'ye varan indirim. Kadın koleksiyonun pek beğenmiyorum ama erkek koleksiyonunda çok güzel t-shirtler, kargo şortlar, kapriler var. Eşler için bakılabilir:)

Benim indiriim daha da indirim diye inleyen ruhuma pek iyi gelmedi bunlar. Daha çok indirimli günlerde görüşmek üzere:)

26.06.2009

Mimler sarmış dört bir yanımı

Peşpeşe ne çok mim yazıldı değil mi? Benim hoşuma gidiyor, birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı buluyoruz. Sıradaki mim tatlı, prenses annesi Prettymden. Bakalım neler sormuş?

1-HAYATINIZDAKİ ÖNEMLİ 3 ERKEK?

Babam, abim ve erkek arkadaşım. Üçünün de bendeki yeri ayrı. Babam, dünya yıkılsa başıma o enkazın altından beni çekip alacağını bildiğim dayanağım. Abim, çocukluğumun bir numaralı ortağı, az ama öz konuşan, sessizliğiyle çok şey anlatan mavi gözlüm. Aşkım, "Arkadaştan sevgili olmaz" lafını bana yediren, 12 saat birlikte olduktan sonra ayrılığın ilk yarım saatinde özlediğim, yanında rahatça susabildiğim, dostum.

2-3 GÜN 3 GECE BIKMADAN UĞRAŞABİLECEĞİNİZ HOBİNİZ NEDİR?




3 gün 3 gece yapabileceğim tek hobim kitap okumaktır herhalde. Diğerlerinden sıkılırım. Bir an internette gezinmek mi desem dedim ama bir yerden sonra blog okumak bile bayabiliyor beni. Yemek yemek hobi olsaydı 3 gün 3 gece yiyebilirim derdim:P

3-YAŞADIĞINIZ ŞEHİR DIŞINDA SEVDİĞİNİZ 3 İL?

İzmir, bir de İzmir, ayrıca İzmir:) En sevdiğim, en özlediğim, en kaçmak istediğim, en poklu kokusuna hasret kaldığım, en rüyalarıma bile giren şehir İzmir'im. Aynı cevap kabul edilmiyorsa Urla olsun 2. sevdiğim yer. 3. de Vancouver. Vancouver'ı görsem İzmir kadar seveceğim gibi bir his var içimde. Google Earth'ten baka baka sokaklarını, parklarını biliyorum artık:)

4-EN BÜYÜK FOBİNİZ?

Brrr, yatarken yatağa bir canlı girmesi. Fobimin hortladığı gecelerde ürke ürke yatıyorum. Bacağıma bir yılanın soğuk bedeni değecek, üzerimde bir böceğin bir sürü bacağını hissedeceğim, bir fare (ama tatlılarından değil, en sıçanından) dişlerini vücuduma geçirecek gibi hissediyorum.

5-GİYİM KONUSUNDA EN ÇOK KULLANDIĞINIZ 5 RENK?

Pembe, gri, kahverengi, krem ve siyah.

Bu mimi kimler yapmamıştı acaba? Bir düşünelim. Banu'nun yaptığını hatırlamıyorum. Bu mim bir Banu'ya bir de Aphraell'e gitsin.

25.06.2009

Çilli'nin Makyaj Sırları

Program adı gibi oldu başlık:) Banu'nun Iraz imzalı makyaj sırları mimini bana da gönderdiğini görünce çok sevindim. Makyaj hakkında konuşmayı çok severim. Konuşmak için fırsat çıkmış oldu bana. Hadi bakalım sırlarım neymiş?

1. İlk kez makyaj yapmaya kaç yaşındayken başladın?

Sanırım 14-15 yaşındaydım. Arkadaşlarımın doğumgünümde hediye ettiği bir set ve ruj ile ufak ufak denemeler yapıyordum.

2. Aldığın ilk makyaj malzemesi neydi ve hangi markaydı?


İlk makyaj malzemelerim arkadaşlarımın hediye ettiği Elite set ve rujdu. Yaklaşık 12 senedir bende olmasına, paramparça olmasına rağmen ilk makyaj ürünüm olduğu için atmaya kıyamıyorum. Kendi aldığım ilk ürün ise Oriflame'den şeffaf rimeldi.

3. Makyaj senin için günlük basit bir rutin mi yoksa hastalık mı?

İkisi de değil. Makyaj isteğim dalgalı bir grafik halinde. Bazı zamanlar her gün özenli makyaj yaparken bazı zamanlar rimel-ruj ikilisinin dışına çıkmıyorum.

4. Karşılaştığın her güzel makyaj malzemesini çılgınca arzuluyor musun?

Evet:) Hele ki süslü, janjanlı bir ambalajı varsa delicesine istiyorum.

5. Hiç MAC kullandın mı? Kullandıysan, "işte bu en harika ürünü!" diyebileceğin tek bir ürün söyle bana.

Ding dong! İtiraf zamanı:) Efendim, ben MAC'e giremem. Fobim var. Sorun bir niye diye? İstanbul'a ilk geldiğimde bir arkadaşımla İstiklal'e gitmiştik. İzmir'de MAC falan yok, ilk kez karşılaşmışım mağazasıyla. Arkadaşım kolumdan çekip şöyle demişti: "Oraya sakın girme. Orda çalışanların öyle bir seçilme politikası varmış ki gay olmayanı almıyorlarmış. Gay olduğunu da ispatlamanı istiyorlarmış. Sapıklık yaparlar orda" Allahım şimdi okuyunca buna inandığıma ve içimde MAC'e karşı bir korku oluşturduğuma inanamıyorum:) Ne kadar çocukça ve salakça bir şey:) Şimdi mağazasına girebilir miyim bilmiyorum ama en çok Stark Naked allık ile Creme Sheen rujları merak ediyorum. Belki yurtdışından sipariş ederim. Mağazasına girmeyi düşünmem lazım:)

6. Her genç kızın favori bir siyah göz kalemi vardır. Senin favori göz kaleminin markası ve rengi?

Bu genç kızın kirpikleri sarı olduğundan siyah rimel kullandığında kömür sürmüş gibi olur. Kahverengi rimel kullandığı için kahverengi kalemi tercih eder. Favorisi de Emily'dir bu aralar.

7.Vazgeçemediğin, elinin altında en az üç-dört tane bulundurduğun favori rimelinin markası?

Maybelline Define-A-Lash. Uzun denemeler sonrasında benim için en iyi rimelin ince fırçalı rimel olduğunu farkettim. Define-A-Lash'in ince fırçası sayesinde kirpiklerim daha dolgun ve uzun:P

8. Makyaj alışverişini en çok hangi mağazadan (tekin acar v.b.) /web sitesinden (strawberry v.b.) yapıyorsun?

Genelde online alışveriş yapıyorum. Strawberry, e-bay, elf, cheapsmells...Maybelline, She, L'oreal gibi markaları Carrefour'dan alıyorum.


9. Makyaj malzemelerini nerede saklıyorsun?

Sık kullandıklarım aynalı şifonyerimin aynasının önünde, diğerleri şifonyerin ilk çekmecesinde kullanım sıklığına göre farklı bölmelerde:)

10. Makyaj alışverişine aylık ne kadarlık bir bütçe ayırıyorsun?

Hmm, bunun net bir cevabı yok. Benim ürünlerimin birlikte bitmek gibi bir dayanışması var. Hepsi aynı anda bitince o ayki masrafım çok oluyor. Bitmediği zaman o ay gördüğüm ambalajlara ne kadar kandığıma bağlı oluyor masraflarım:)

11. Severek takip ettiğin bir yerli ve bir yabancı makyaj blogunu yazar mısın?

Sevdiğim yerli makyaj blogları sağ tarafta görünüyor zaten.
Yabancı ise Nessasary Makeup.


12. Yerli makyaj markalarından favorin hangisi?

Şu aralar She favorim. Ambalajlara kandığımı daha önce söylemiş miydim:)

13. Hangi goz makyaji temizleyiciyi kullaniyorsun?

Garnier göz makyajı temizleyicisini kullanıyorum. Memnun muyum? Cık!

14. Hangi makyaj çıkarıcıyı kullanıyorsun?

Eğer bir sır vereceksem bu, asla makyajımı çıkarmadan uyumam olurdu. Makyaj çıkarmam ise bir ritüel. Göz makyajımı çıkardıktan sonra, Acıbadem sütü ile cildimi temizliyorum. Sonra bol su, ağır bir makyaj varsa Garnier temizleme jeli ile yıkayıp Neutrogena tonik sürüyorum.

15. Ten ve goz rengin?

Şimdi ben de isterdim buraya NC bilmem kaç, NW 375 falan yazmayı ama onları bilmiyorum:) Tenim süt-peynir-Casper beyazlığında, gözlerim ise ela.

16."Onsuz yapamam!" dedigin kozmetik markasi?

Hmm, öyle bir marka yok sanki. Ama onsuz yapamayacağım üründen yola çıkarak The Body Shop diyeyim. Lip&Cheek Stain'siz yapamam.

17. Klasik bir soru: makyaj cantana sadece uc sey koymaya hakkin olsa neler alirdin?

The Body Shop Lip&Cheek Stain. Böylece hem yanaklar hem dudaklar kurtulurdu:) Maybelline gözaltı kapatıcısı ve Maybelline Define-A-Lash rimel.

18. Far bazi, makyaj bazi gibi urunler kullaniyormusun? Kullaniyorsan hangi markalar? Kullanmiyorsan neden?

Kullanmıyorum sor bir neden?:) Far sürme becerim az. Uyduruk birşeyler sürüyorum işte:) O yüzden far bazım yok. Makyaj bazını ise tam teşekküllü makyaj yaptığımda nemlendirici, üstüne güneş koruyucu, üstüne mineral fondöten şeklinde olduğum ve bir kata daha tahammül edemeyeceğim için kullanmıyorum:)

19. Bu mim dalgasini hangi bloglara gondereceksin?

And the mim goes to, GözdeAyşe, Kocasını Seven Kadın and Yaprakela. Haydi kızlar pamuk eller makyaj çantasına:)




23.06.2009

Les Jumelles Boutique


I got a little bit surprised when I saw an e-mail coming from a foreign blogger. Thanks Jess for contacting me. Jess asked me to introduce her vintage jewellery collection to my readers. There are unique necklaces to look at on her page. Whoever wants something different to wear should visit Jess's website.


Yabancı bir bloggerdan mail aldığımı görünce oldukça şaşırdım. Benimle irtibata geçtiği için Jess’e teşekkür ederim. Jess vintage takı koleksiyonunu Türk okuyuculara tanıştırmamı rica etti. Sayfasında eşsiz, başkasında göremeyeceğimiz kolyeler var. Değişik takılar takmak isteyenler Jess’in sitesine bir uğrasın.

Bir mimdir iki mimdir...

Yaz günlerinin verdiği sıkıntının arasında makyaj dehamız JustMakeup'tan gelen mimle eğlenme fırsatı yakaladım. Sorular ve cevaplar:

1.Kullandığınız parfümün markası nedir ?


Yazları The Body Shop-Oceanus, kışları The Body Shop-Vanilla, eskiyi hatırlamak istediğimde de Revlon- Fire&Ice Cool.

2.Kullandığınız kremin markası nedir ?


Gündüzleri Neutrogena Intensified Day Moisture spf 15, dışarı çıkıyorsam üzerine Bioderma Photoderm Max spf 50+ renkli nemlendirici (spf 100 kendileri) kullanıyorum. Bioderma spf 100, Neutrogena spf 15, spf 115 olarak geziniyorum ortalıkta:P Çilli olmanın zorluğu, kaderim bu benim. (Şu an kaşlarım küçük Emrah kıvamında ve ağlıyorum biliyor musun:P) Geceleri de Acıbadem krem sürüp yatıyorum.

3.Şu an okuduğunuz kitabın adı nedir ?

Tess Gerritsen-Hasat. Bir türlü bulamadığım kitabı okul kütüphanesinde bulmanın keyfini yaşıyorum. Bu abla tuvalet kağıdının üzerine birşeyler karalasa alıp onu da okurum. Hayranıyım kendisinin.

4.En son aldığınız 3 ürünün adı ?

Beyin fırtınası yaratan bir soru. En son 21 Haziran free shipping kodundan faydalanarak E.L.F'ten allık, kapatıcı ve highlighter gibi bir ürün aldım. Bir de tatlı bir arkadaşa hediye kitap aldım:) Bir de Golf sakızlı dondurma aldım. Mmmm, harika.

5.En çok sevdiğiniz 3 dizi film nedir ?

Lost'u çok ciddi bir şekilde takip ediyorum. İzle, teorileri oku,kafa patlat, tartış, çekim hatası bul... Bu kadar ilgilendiğim bir diziyi seviyorum da diyebilirim:) Şu aralar Fringe ile ısınma turları atıyoruz. Sevdim diyebilirim. Ama her zaman en sevdiğim olarak kalacak olan dizi Gilmore Girls. İçimden Stars Hollow'a gidip Lorelai'ın evini basmak ,birlikte abur cubur eşliğinde film izlemek geliyor.

Sıcaktan bunalmış ruhunu serinletmek için mimi prenses annesi Pretty'ime gönderiyorum.

22.06.2009

Yemenimde hare var...


Alkolle arası hoş olmayanlardanım. Rakıyı ağzıma koyamam, bira belki, şarap yılda 1-2 kere. Bu haftasonu abim sayesinde Hare'nin kremalı ve Türk kahveli likörüyle tanıştım. Mmm, nefis bir tat. Tabii kendi kokteyl oranımı bulduktan sonra nefis bir tat oldu:) Abimin oranı bana acı geldi. Ben bir bardak süte, bol buz ve 2-3 yemek kaşığı likör koydum. Alkol tadından çok mis gibi kremalı kahve tadı aldım. Bu sıcak yaz günleri için mükemmel bir içecek. Diğer çeşitlerini de mutlaka denemeliyim:)

21.06.2009

Babiş


Çarşamba günü babamız yeğeninin düğünü için memlekete gitti. Gelişi de bu sabah oldu. Zaten özlemiş, varlığını aramış, onunla birlikte yaptıklarını yapamamış biz için çok anlamlı oldu bugün gelmesi. Şimdi evimiz tam oldu, neşemiz yerini buldu. Canım babam, kıymetlimiz Allah seni başımızdan, evimizden eksik etmesin. Babalar günün kutlu olsun babiş:)

18.06.2009

Rüyalar gerçek olsa


İsveç bilim adamlarının yaptığı araştırma sonucu dünyada en absürd rüyaları gören insan tespit edildi. Gece başına ortalama 5-6 rüya gören Çilli Poposuaçıktakalan İsveç bilim adamlarını hayretler içinde bıraktı. Araştırma grubu başkanı Ulf von der Vandersen "Çilli gibi bir vakaya daha önce rastlamamıştık. Hayretler içerisindeyim" dedi.:)

Bilim adamlarının da onayını aldım, bundan sonra sırtım yere gelmez:P Bir insanın gecede 5-6 rüya görmesi normal midir sizce? Peki, bu rüyaların saçmalıkta sınır tanımaması? Mesela 2-3 hafta önce gördüğüm rüya şöyleydi: Ben gelecekten geçmişe dönmüş bir bilim insanıyım. Osmanlı zamanına gitmişim. Peşimde mafya varmış. Benim yazdığım bir makaleyi çalmak istiyorlarmış. O zamanlar makaleler tek nüsha olurmuş, o da kütüphanede olurmuş. Kütüphaneye gidip kazağımın altına makalemi sokup kaçırıyorum. Ama mafya beni buluyor. Ben de mafya abilerine diyorum ki "Bu sadece benim yazdığım bir makale değil. Diğer yazarın da onayını almadan makaleyi okumanız Osmanlı İmparatorluğu tarafından yasaklanmıştır." Onlar da peşimi bırakıyorlar. O sırada liseden bir arkadaşım beliriyor. "Ne güzel atlattın onları. Gelecekten geldiğini de çaktırmadın" diyor. Kadıköy iskelesine doğru yürürken rüya bitiyor:)

Bu rüyanın meali nedir şimdi? Çok fazla makale okuduğum için rüyalarıma da girdi diyorum ben. Ya da ne zaman yayınlanmış bir makalem olur ki diye düşünmüş olabilirim uyumadan önce:) Yoksa Lost mu izlemiştim o gün?:) Bir başka rüyamda ise başrollerini Jennifer Lopez ve Kerem Alışık'ın oynadığı bir filmi baştan sona izlemiştim. Onu ne sebeple görmüş olabileceğime dair bir fikrim yok:)

Uzmanların rüyalar hakkında söyledikleri de çok çelişkili. Bir grup, çok rüya görmenin hayal gücünün çok kuvvetli olmasına işaret ettiğini söylerken, diğer grup rahatsız, sorunlu uyku demek olduğunu söylüyor. Ortası yok mu bu işin ağalar ya:) Ya yaratıcı hayalleri olan biriyim ya da uykuda manyaklıklar yapan biri:) Ben ilk seçeneği kabul ediyorum:)

17.06.2009

Evimin halıları:)


Okula gidip gelirken birçok halı mağazasının önünden geçiyorum. Şu aralar vitrinlerde 3 boyutlu, taş görünümlü halılar mevcut. Her genç kız gibi ben de gelecekte evimi nasıl döşeyeceğimi ara ara düşünüyorum:) Ama kafamda bir türlü nasıl bir halı istediğimi oturtamamıştım. Bunları gördükten sonra gelecekteki evimin halıları konusunda birşeyler canlanmaya başladı hayalimde.


En çok çakıl taşlı olanları beğendim. Kahverengi tonlarında olursa taşlar daha iyi olur, çünkü salonu kahverengi-turkuaz olarak düşünüyorum:P Duvara da çakıl taşlı bir tablo. Ohh mis:) Evimle ilgili ne anlattıysam çalan abim ve kız arkadaşı! Sözüm size, bu halılar benimdir. Alanı yakarım:)

16.06.2009

Delta Beach Resort



Uyarı: Bu yazı uzun ve ayrıntılı bir tatil yazısıdır. Uzun yazılardan sıkılanlar için son uyarıdır. Kaçmak için son 3,2,1... Artık çok geç:)

Efendim, bu Çilli hanım azıcık takıntılı biridir. Nasıl bir takıntı diye soracak olursanız didikleme, en ince ayrıntısına kadar araştırma takıntısı diyebiliriz. Bu yaz tatile çıkacağım belli olduktan sonra başladım otel arayışına. Öncelikle yer belirleyerek inceleyeceğim otel sayısını azalttım. Kemer Ruslardan dolayı elendi, Fethiye'de sivrisinek vardı, İzmir çevresini avucumun içi gibi biliyordum falan filan derken şanslı tatil beldesi Bodrum oldu.


İkinci kriter ise herşey dahil sistemiydi. Gideceğim otelin mutlaka herşey dahil sistemi ile çalışması gerekiyordu. Yarım pansiyon ya da tam pansiyon otellere gittiğimde içtiğim su miktarı check out yaparken bana öyle bir meblağ olarak dönmüştü ki daha önceleri bir daha o hatayı yapmazdım. Herşey dahil oteller de belirlendikten sonra, 3. kriter olan denize sıfır konumuna gelmiştik. Bu konuda önceki senelerden acenta tanıtımları ve otel sitelerindeki tanıtımlara kanmamayı öğrenmiştim. "Otele 200 metre uzaklıkta özel plajımız mevcuttur" un aslında "otele 1 km uzaklıkta halk plajı vardır" demek olduğunu öğrenmiştim.

Bu kriterlere sahip 4-5 oteli belirlemiştim ama bir tanesi göz kırpıp duruyordu bana beni seç beni seç diye. Delta Beach Resort! Yalıkavak'ta, bu sene revize edilen, denize sıfır, gıcır gıcır bir otel. Uzuuuunca bir müddet kendisini inceledikten sonra doğru adresin o olduğuna karar verdim ve bu kararımda beni yanıltmadı.


Ben tatilde huzur, dinlenme arayanlardanım. O yüzden şehrin içinde, halk plajının kıyısında yerleri sevmem. Delta Beach Yalıkavak'ta bir koyda, sakin bir oteldi. Plaj sadece otele aitti ve yan taraflarda başka plajlar yoktu. Otel bu sene revize edildiğinden herşeyi sanki ilk kez ben kullanıyormuşum gibi bir hisse kapıldım. Genelde kokmayan yerlerde bile huylanıp kokuyor burası dedirten burnum bu sefer havlulardan, çarşaflardan, yastıklardan bir koku almadı.



Tatilde lezzetli yemekler yemeyi de isterim ve Delta Beach bu isteğimi fazlasıyla karşıladı. Yemekler lezzetli ,taze ve çok çeşitliydi. Ehem söylemesi ayıp 2 kilo alıp döndüm:) Gördüğünüz tabağı bir öğünde tek başıma yedim ve nerdeyse her öğünde o boyutta bir tatlı tabağını mideye indirdim:)

Ve beni en çok şaşırtan yanı fiyatı. Bu sene ilk senesi olduğu için tanıtım fiyatı mıydı, erken rezervasyon yaptırdım diye mi öyle oldu bilmiyorum ama bu otelde gecelik 58 lira gibi o kalitedeki diğer otellerde bulamayacağım bir fiyata kaldım. İlk gittiğim gün, kesin yanlışlık oldu bu otelde bu paraya kalınmaz diye bir müddet bekledimse de öyle bir şey olmadı ve tatilimi kraliçeler gibi yaptım:)

Oyy, çok uzun olmuş bu yazı. Aslında daha konuşurum ama otelin güzelliğini anlatabildim herhalde. Şu an sezon başladığından fiyatlar eskisi kadar uygun değil. Ama 2010 yazı için aklınızın bir köşesine Delta Beach adını yazmakta yarar var. Yok güzel tatil olsun ben parasında değilim diyorsanız kesinlikle doğru adrestesiniz.

15.06.2009

İşte geldim, burdayım:)


Güzel günlerin göz açıp kapayıncaya kadar geçmesi ne kadar garip değil mi? Daha dün bavulumu hazırlıyordum, şimdi tatil fotoğraflarına bakıp ah çekiyorum. Mükemmel bir hafta geçirdim, dinlendim, yüzdüm, eğlendim, bol bol yedim, şezlongta uyuyakaldım... Kısacası dört dörtlük bir tatildi, darısı hepinizin başına.
Kısa kısa tatil gözlemlerim şöyle:

  • Bodrum şahane bir yer. Hele ki gittiğim otel cennet gibiydi. Oteli birkaç güne uzun uzadıya anlatacağım, öyle bir iki cümleyle geçiştirilecek bir yer değil.
  • Yabancı turistler mi daha beter Türkler mi karar veremedim. Türkler vırvırvır 24 saat şikayet edebilme potansiyeline sahip. Yabancılar ise her bulduğu imkanı sömürme, kaba davranma, etrafını rahatsız etme konusunda uzmanlar. Hele ki Ruslar bu konuda açık ara önde. Yemek salonuna çıplak ayakla gireni ayrı, sabaha karşı 3'te otelin içinde bağıranı ayrı, erkek sineğe bile sarkanı ayrı. Rusça'nın beyni felç eden "z"li tınısından hiç bahsetmiyorum:)
  • Üstsüzlük pek bir moda:) Çeşme'den alışkınımın bu duruma ama 60'lı yaşlarında memişleri göbeğine inmiş teyze, sen göz kanseri ettin beni canım ya:)
  • Selülit her ülkeden kadının ortak sorunu. İncecik, manken gibi Rus kızlarında bile löp löp selülitler vardı:) Sadece iki kişide selülite rastlamadım, biri de bir Türk kızıydı. Ben mi? Selülitlerim boğum boğum, öpsün sizi Christoph Daum:)
  • Sevimli hayalet Casper beyazlığında gittiğim tatilden süt beyazı olarak döndüm:) 2 ton koyulaştı beyazlığım. Bikini izim bile var:) Ama anladım ki bronzluk benim için ulaşılması imkansız bir hayal.
  • Animasyon tam kıvamındaydı. Animasyondan ve animatörlerden rahatsız olan, animatör görünce kaçan ben bu tatilde onlarla sohbet bile ettim. İnsanlık için küçük, benim için büyük bir gelişme:)

Kısa kısa Bodrum'dan ve tatilimden haberler böyle. Daha gerçek hayata adapte olamadım. Ben gidip tatil fotoğraflarına bakmaya devam edeyim:)

7.06.2009

Tatildeyim...


Aradığınız kişi Bodrum sularında cıpcıp yapmaya gitti. Özleyin beni anacığım:)

6.06.2009

Missss


Koku konusunda takıntılıyım. Güzel kokayım, temiz olayım, birinin yanına eğildiğimde "Ne güzel kokuyorsun" densin istiyorum. Bu huyumu bilen erkek arkadaşım ve annem "Senden kötü bir koku geliyor yaa" diye sürekli dalga geçiyorlar benle:)

Koku takıntıma en iyi gelen marka The Body Shop. Her ürünü güzel kokmuyor ama güzel kokanlar da misler gibi. Eskiden rastgele alışveriş yapardım Body Shop'tan, sonra baktım kampanyaları çok karlı. Alışverişlerimi hep kampanyalara denk getirir oldum. Haziran ayında body butterlarda 2 al 1 öde olacağını bildiğim için alışverişimi hazirana sakladım ve bu üçlüyü kanatlarım altına aldım.



Hindistancevizli butter benim için artık vazgeçilmez oldu. Yesem doymam, o kadar seviyorum bu ürünü:) Moringa'yi ise ilk kez deneyeceğim. Kokusunu şöyle tanımlayabilirim, yazın yazlıklarda, tatil köylerinde, bahçelerde burna ilk gelen çiçek kokusu:) Vazgeçilmezim olacak gibi duruyor.

Asıl sürpriz ise, yıllarca kullandığım ve sonra ne akla hizmetse Body Shop'un üretimden kaldırdığı Oceanus'un kısa süreliğine geri dönüşüydü. Böylesine güzel bir kokuyu üretimden kaldırmak için ya deli ya da burunsuz olmak gerekir. Misler gibi okyanus kokmayı kim istemez ki? En azından ben istiyorum ve görür görmez hemen kaptım. Yaz kokum yok ne alsam diye tasalanırken Oceanus'um dönüp beni kurtardı. Canım benim:)

4.06.2009

Her gün salı olsa

100 puanlık soru: Salı günü Çilli nerdeydi? Cevapları duyuyorum, hepinize 100 puan:) Salı pazarına 11'de girip, 3'te çıkan, eve geldiğinde aldığının defolu olduğunu farkedip erkek arkadaşıyla pazara geri dönen ve 6'da evde olan benim.Kendimle gurur duyuyorum:) Neler almışım acaba?


Bikinilerin parçası 2.5 lira. Uydurmak size kalmış. Ben yaklaşık bir saatlik desen ve beden debelenmesinin ardından bu iki çifti yarattım. Soldaki adidas hem de yaa:)

Fırfırına, fiyonkuna bayıldığım Atmosphere bluz 5, Stradivarius hırka 5 lira.


H&M, aslında nar çiçeği olan ama fotoğrafta turuncumsu çıkan tunik 3.5 lira.

Ben tatile artık hazırım. Haydi bakalım:)

3.06.2009

Ukde

Çocukluğuma dair içimde ukde kalan tek bir şey var, Barbie bebek evi. Bol oyunlu, oyuncaklı, eğlenceli, güzel hatırladığım bir çocukluk geçirdim. Bir oyuncak istediğimizde abimle bir kağıda yazıp annemlere verirdik. Onlar da karşılarına alabilecekleri tarihi yazarlardı. Böylece istediğimize hemen kavuşup doyumsuz çocuklar olmadık. İstediğimizi beklemeyi, elde edince kıymetini bilip kırıp dökmemeyi öğrenmiştik. Listeye sürekli yazmama rağmen Barbie bebek evine bir türlü sahip olamamıştım. Annemin yarı maaşıydı, pahalıydı, alamazdık. Asla isyan etmedim, listeye yazmaya da devam ettim:)


Geçen akşam e-bay'de barbie bebek evlerine baktım. Hala içimde bir yerlerde onu isteyen küçük bir çilli kız varmış. Evleri, eşyalarını gördükçe içim kıpırdandı. Herhalde bir gün bir kızım olursa alacağım ilk şey Barbie bebek evi olacak. Hala çok pahalı, hala yarı maaş kadar. Şimdiden kenara para ayırayım almak için:) Benim kıymetini bileceğim kesin de bakalım o bilir mi:)