24.07.2010

Şu mimler de olmasa



Şu mimler de olmasa hiç yazamayacağım herhalde. Yazacağım konular aklımda, fotoğraflar hazır ama yok ıııh yazamıyorum. Ya yorgunum oluyor bahanem ya da çok sıcak. Neyse ki Pretty'im yine imdadıma yetişip çok sevdiğim mimlerden birini yollamış. Hadi bakalım çalışsın tembel parmakların Çilli:

Felsefem: Gül ne olursa olsun gül. Bir gülümsemenin her kapıyı açacağına inananlardanım, hala, inatla.

Hayat: Güzel be arkadaş, yorsa da üzse de güzel.

Güneş: Bu aralar biraz bulutların arkasına saklansa pek seviniciğiiim.

Gözler: Gözlerini kaçıran insanlardan, gözüme bakmadan konuşanlardan hiç hazetmem. Konuşan ağız gibi dursa da asıl gözlerdir muhabbet eden.

Yıldızlar: İstanbul'da görünmüyor ki:(

Güzellik: Hokka burunlu, kiraz dudaklı, badem gözlüler tanıdım çirkinlerdi, kanca burunlu, çizgi dudaklı, çipil gözlüler tanıdım dünya güzeliydi.

Sevgi&Aşk: İkisine birden cevap vereceğim. Yerde sapasağlam ayaklarınız topraktayken bir anda füze gibi fırlarsınız gökyüzüne. Adrenalin o kadar yüksektir ki kalbiniz fırlayacak gibi olur göğsünüzden. Daha da yükseğe daha da yükseğe çıkarsınız. O kadar yükselirsiniz ki hiçbir şey görünmez olur. İşte aşk budur. Sonra serbest düşüş başlar, irtifa kaybedersiniz. Şanssız ve düşmemek için çabasızsanız kafa üstü küüt diye çakılırsınız yere. Ama yok şanslıysanız -benim gibi- kocaman bembeyaz bir bulutun üstüne puff diye gömülürsünüz. Yine yüksektesinizdir ama altınızdaki huzurlu, güvendiğiniz, sıcacık pamuktan bulut düşmenizi önler. Adrenalin yoktur belki ama düşme korkusu da yoktur be cancağzım. Ahanda sevgi de budur benim gözümde:)

Müzik: Olmazsa olmaz.

Dost: Benim için dinazorlar gibi. Evet var öyle bir şey inanıyorum ama görmedim ki:)

Para: Ay sonuna bir hafta var daha. Pöf!:)

Zaman: Çocukken ne yavaş geçerdi şimdi ne de hızlı.  Her gün yenisi eklenen beyazlarım da gözüme gözüme sokuyor zamanı. Pisluklar!

Kadınlar: Bir gün kadınlar yüzünden türümüzün yokolacağını düşünüyorum. Öyle bir noktaya geleceğiz ki kadınlar kıskançlık ve hırstan birbirlerini yoketmeye başlayacak. 1000 sene sonra Çilli demişti dersiniz:P

Savaş: Tek güzel olanı iyinin kötüye karşı olanıdır.

Ağlamak: Hani dolar taşar için, çok üzülmüşsündür ağlarsın ağlarsın ağlarsın. Bitti gibi olur, fırk fırk burun çekme safhasına geçersin sonra bir anda olanlar gelir aklına yeniden veya biri sorar ya "ağladın mı ne oldu" diye. İşte o an restart atar bünyeye, tekrar aynı dolulukla ağlarsın ya. İşte öyle bir şey...

Deniz: Maalesef Çeşme deniziyle büyümüş biri olarak kriterim çok yüksek. Her yerdekini beğenmem, hepsinde yüzemem ama her birinin seyrine doyamam, o ayrı.

Ayna: İtiraf geliyor. Günde birkaç kez aynaya bakıp kendime gülücük atıyorum. Neden yapıyorum bilmiyorum ama iyi geliyor:)

Hayal: Yolda, çalışırken, dinlenirken hatta biriyle konuşurken aklımda sürekli bir hayal döner durur. Olmasını istediğim şeylere dair kurduğum hayallerin yanında bir de ya şöyle olsaydı, böyle olsaydı diye yaşadığım olayların alternatiflerini düşündüğüm de oluyor. Ve tabii ki herkes gibi ölürsem ne olur acaba diye hayal kuruyorum bazen, o hiç hoşuma gitmiyor işte:(

Pek güzel pek içli bir mimmiş bu Prettycanım, çok teşekkür ederim. Ben de bu mimiii Gülaycığıma paslıyorum. Öpücüklerrr:)

Foto: Tatil aşeren ruhuma ithaf edilmiştir:)

17.07.2010

Moda??


Geçen sene sarı-yeşildi. Sarı babet-sarı çanta, yeşil babet-yeşil çanta, hatta sarı çanta-yeşil babet kombinasyonunu dahi görmüştüm. Feciydi, felaketti, oh şükür bitti derken yeni bir kabus çıktı ortaya. Lacivert-kırmızı-beyaz!! 2010 yaz modası felaketi! Her yerde. Lacivert-kırmızı-beyaz bir ayakkabı alıyorsunuz, bir de lacivert-kırmızı-beyaz çanta. Ohhh en şık, en modayı takip eden, en ikoncan siz oldunuz. Kıyafetiniz yeşilmiş, siyahmış, kahverengiymiş hiç farketmez. Ayakkabı ve çanta illa ki lacivert-kırmızı-beyaz olacak! Benim gözüm yoruldu, siz şunları giymekten usanmadınız yahu. Yapmayın canım, etmeyin gülüm, popüler diye saldırmayın şu renklere. Hadi saldırdınız diyelim, bari uyumlu birşeyler giyin üzerinize kuzum. Moda dediğin bu olmasa gerek. Yok moda buysa ben demode kalayım kardeş.

Foto: Tabisi de ShoeTek

3.07.2010

Sabııır sabıııır


46 yaşındasın, 26 yaşındayım...
Sen üst düzeysin, ben çömez...
Senin maaşın, mal varlığın, giydiklerin benimkilerin 10 katı...
Sen emir verirsin, ben emir alırım...
E be kadın nere mi çekemezsin benim? Niye uğraşır durursun? Niye giydiklerime, saçıma, makyajıma sürekli kusur bulursun? Yaptıklarımı beğenmez, sürekli iş yükler, tamamladığım işler için "Neden yapmadın!!" diye azarlarsın? Rakip değiliz, aynı kulvarda bile değiliz. Bana hayatı zindan etmek, işteki 9 saatimi ya sabır çekerek geçirtmek sana ne kazandırıyorsa söyle bileyim. Yettin yahu!