Sevdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevdim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10.03.2010

Gidemedim yiyemedim ama bayıldım



Yepyeni, fırından çıkmış taze ekmek gibi sıcacık, dumanı üzerinde tüten güzel mi güzel bir site... Gittim Yedim... Birçoğunuzun Makyaj Çantam ile tanıdığı benim kişisel sitesinden bildiğim Iraz ve arkadaşları tarafından kurulmuş bir site. Konsept basit ama vurucu. Gittikleri yerleri ve orda yediklerini anlatıyorlar. Ama ne anlatma:)

Benim blog dünyasıyla tanışmam yemek blogları ile olmuştu. Sonrasında yemek yedikleri mekanları anlatan blogları keşfettim. Türkçe olanlar bir elin 5 parmağını geçemeyecek kadar azdı. Zaten o beş kardeşler de zamanla ya yazmayı bıraktı ya da sosyetik sulara transfer oldu. Daha dün sokakta yediği midye dolmadan bahseden yazar bir anda dün akşam yediği portakallı ördekteki balzamik sirkenin pH'nın istediği değerde olmamasından bahseder oldu. Hadi canım hadi diyerek yabancı sularda yüzmeye başladım. Ama onların bahsettiği mekanlara gitme imkanımın olmaması, Türk damak tadına uymayan yemekler sergilemeleri zamanla onlardan da soğuttu. Ve işte tam bu noktada Gittim Yedim ekibi girdi devreye.

Sitenin haberini ilk aldığımda öğle yemeğine çıkmak üzereydim. Linke tıklamam, sayfanın açılması ve benim fotoğrafı görür görmez kapatmam bir oldu. Öyle şahane, öyle bizden, öyle mide burucu yazılar, fotoğraflar var ki. Şu an ne zaman site güncellense tok olduğum bir zamana saklıyorum. Açken bakmak sağlığa zararlıdır ibaresi eklemeliler acilen sitenin girişine:) Samimiyetiyle, güzel anlatımıyla, ağız sulandırıcı görselleriyle ve en önemlisi yüksekten uçmayıp her keseye uygun mekanları önermesiyle ben bu sitenin müdavimi ve her daim destekçisi olurum arkadaş. Oburluk konusunda doktora derecesine sahip profesörlüğe koşan biri olarak bu site olmuş diyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Nice güzel mamalara:)

4.02.2010

Sevdicek şımartma aracı: Bonny Food


Bonny Food'u geçen sene bizim arka sokaktaki dükkanlarını görünce keşfetmiştim. O zamanki tepkim mahallenin pencereden ayrılmayan, her geçen hakkında yorum yapan teyzesi kıvamındaydı. "Tutmaz bunların yaptığı iş, kapanır 1 aya kalmaz" demiştim. Meyve aranjmanı yapıyorlardı işte, nasıl bir yaratıcılık olabilirdi ki bunda. Beni öyle utandırdılar, yaratıcılıklarıyla kendilerini öyle ispat ettiler ki. Şimdi mahallemin gurur duyduğum markası haline geldiler:)

Sevdicek yeni işe başlayınca Bonny Food'tan güzel bir aranjman yolladım. Gül şeklindeki keklerden harika bir sepet. Siparişimi verdikten yarım saat sonra telefonum çaldı. İş yeri Gebze'de olduğundan teslimatın 1 gün sonra yapılabileceğini bunun benim için sorun olup olmadığını sordular. İyi çalışan müşteri hizmetleri! Bünye alışık değil tabi, önüme gelene anlattım böyle böyle oldu yarım saat içinde aradılar diye:) Ertesi gün kurye ile göndermişler sepeti. Sevdicek gelene kadar yarım saat beklemiş kurye. Öyle danışmaya bırakayım çekip gideyim dememiş.

Sepeti gören sevdiceğin yaşadığı mutluluk akşam görüştüğümüzde hala yüzündeydi. Çok hoşuna gitmiş:) İş arkadaşları anlamamış ilk başta ne olduğunu. Alın yiyin diyince şaşırmışlar:) Çiçek sanmışlar. E yani hakları da var, aynı gül gibi duruyor kekler. Akşam ben de test ettim kekleri, kesinlikle tadları harika. Yumuşacıklar.

İyi ki Bonny Food'u seçmişim. Hizmetlerinden de ürün kalitesinden de son derece memnun kaldım. Bundan sonra daimi müşterileriyim. Eğer siz de sevdiğinize güzel bir sürpriz düşünüyorsanız adres Bonny Food. Unutmayın, erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer:) Bonny Food, sevdiğinizi şımartmanın en tatlı yolu! Böyle de sloganlı bitiririm yazıyı:)

Not: Diğer güzel Bonny Food izlenimleri için Yass'a ve Nazo'ya uğrayın derim:)

11.01.2010

Mehmet Yaşin olmak...



Allahım, eğer yeniden dünyaya gelme diye bir şey varsa bir sonraki hayatımda lütfen beni Mehmet Yaşin yap! Ben de "damak çatlatan bir lezzet", "lezzet şöleni" diyebileyim. Löp diye ağzıma attığım köftenin yağı ağzımın kenarından sızsın. Rize'de yediğim sütlacın pirinci bıyığıma yapışsın. Fırından çıkmış sıcacık Trabzon ekmeğini elimle koparıp yiyeyim. Gittiğim her yer en güzel yemeğini önüme sunsun. Ne kadar salaş yer varsa bileyim, lükslerde gözüm yok. Eğer bu mümkün değilse, şu iştahımı, gecenin bir vakti burulan midemi, olur olmadık zamanlarda hiç bulunamayacak yemekleri isteyen aklımı al benden:)

20.12.2009

İç acısı

Kolay ağlayabilen, izlediklerinden okudukların etkilenen biri değilim ben. Bu yazıyı okurken hüngür hüngür ağladım ama...Hala içim acıyor okuduklarımdan...Okuyun siz de, ne demek istediğimi anlayacaksınız...



"O kadar fena bir şey ki, insanın eşini, can yoldaşını kaybetmesi, hiçbir acıya benzemiyor. Birbirini çok sevenlere, “İnşallah Allah ikinizin canını da bir trafik kazasında aynı anda alır” gibi abuk bir temennide mi bulunayım? Ne diyeyim, bilmiyorum ki..."