Blog üniversite rehberi: Kimya mühendisliği ve İTÜ

Çoğumuzun hayatında travmalara, kötü anılara sebep olan ÖSS yarın açıklanıyor. Hala açıklandıktan sonraki telaşım, hayalimi tercihlere dökebilme sıkıntısı aklımda. Konu komşuya, rehberlik hocalarına elimde listelerle gittiğim günleri unutmadım. O zamanlar internet dünyasına çok aşina değildim. İstediğim bölümlerin nasıl olduğunu, üniversiteleri kataloglardan, etrafımdakilerden öğreniyordum. Şimdi nerdeyse her evde bu bilgi kaynağı olduğuna ve yarından itibaren bölümler ve üniversiteler ile ilgili arama motorlarına isimler girilmeye başlayacağına göre mim gibi ama aslında öyle olmayan bir dalga başlatmak istedim. Kocaman bir blog ailesiyiz burda. Her çeşit bölümden, her çeşit üniversiteden kişiler var aramızda. Heyecanlı, stresli gençlere bir nebze yardımımız dokunabilir. Herkes bölümü ve üniversitesi hakkında birazcık bilgi verse bir tercih rehberi haline dönüşebiliriz.

Ben önden başlıyorum:

Ben kimya mühendisliği mezunuyum. Kimya mühendisliği, birçok kişinin sandığının aksine kimya bilginizin iyi olmasını gerektiren bir bölüm değildir. Evet, kimya dersleri alırız (topu topu 4 tane), kimya terimlerini biliriz ama bizim için sadece araçtır. Asıl amacımız, kimyasal üretim yapan (ilaç, kozmetik, enerji vs.) tesislerin tasarlanması, kurulması ve işletilmesidir. Bu nedenle daha çok modelleme,tasarım ve hesap yaparız. Olmazsa olmaz iyi bir matematik bilgisidir.

Kimya mühendisliği 4 ana mühendislik dalından biridir. Diğerleri, inşaat, makine ve elektrik mühendisliğidir. Diğer tüm mühendislikler bu 4 ana daldan türetilmiştir. Ana bir mühendislik olduğundan istediğiniz alana ilginize göre kayabilirsiniz. Biyolojiye ilginiz varsa biyoteknoloji alanında, gıdayla ilgiliyseniz gıda sektöründe, malzeme ile ilgiliyseniz dayanıklı tüketim mallarında uzmanlaşabilirsiniz Çalışabileceğimiz pozisyonlar ise daha da geniş spektrumdadır. Satış-pazarlama, kalite kontrol-güvence, araştırma geliştirme, üretim, ruhsatlandırma ve hatta insan kaynaklarında bir kimya mühendisi çalışabilir.

Okuması zor mudur? Zordur. Hele ki teknik üniversitedeyseniz ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelebilir:) Korkup kaçmayın, sadece sizi neyin beklediğini bilin. Ama çalışırsanız ve bu mesleği gerçekten severseniz rahatlıkla bitirebilirsiniz.

Çıkınca iş bulabilir misiniz? Evet ve de hayır. Tamamen hangi alanı ve hangi pozisyonu istediğinizle alakalıdır iş bulmanız. Satış derseniz mezuniyetten sonra 1 hafta içinde iş bulursunuz. Üretim derseniz orda önünüze engeller çıkar. Ne yazık ki Türkiye kimya mühendisliğinin tam olarak yapılabildiği bir ülke değil. O yüzden tasarım, ar-ge ve üretim gibi kimya mühendislerinin çok içinde olması gereken alanlar ya yok ya da başkaları o pozisyonlarda. Ama kendinizi başka alanlarda da geliştirip (2. bir dil, master gibi) istediğiniz pozisyonda iş bulabilmeniz mümkün.

Gelelim okula. Ben İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum. İşte asıl durup düşünülmesi gereken nokta burada. Kendinize soracağınız soru ben üniversiteden ne bekliyorum? İyi bir eğitim almak, mühendisliği her yönüyle öğrenmek istiyorsanız doğru adrestesiniz. Ama ben eğlendiğim, gezebildiğim, sosyal hayatın cıvıl cıvıl olduğu bir üniversite istiyorum derseniz daaat yanlış cevap. İTÜ öyle bir yer değil. İTÜ'de eğer siz yaratırsanız sosyal hayatın içinde olabilirsiniz. Öyle cıvıl cıvıl bir ortam yerine, vızır vızır ders çalışan insanlar vardır etrafta. Amblemi boşuna arı değil, arı gibi çalışır herkes. Kantin laflama mekanından çok ödev yetiştirme mekanıdır. Hele ki kimya mühendisliğinde durum daha da vahimdir. Çift vize, her hafta in-class adında 4 kişilik gruplarla yaptığın bir kısa sınav, her hafta ödev, finale getirilmek üzere proje, sunum ve sözlü... Bunlardan arta kalan zamanlarda da sosyal hayat. Evet, başarabilirseniz sene kaybınız olmadan canlı bir sosyal hayata sahip olabilirsiniz.

İTÜ'de çift anadal yapmak kolaydır ki bitirdiğinizde bu size çok büyük bir artı olarak geri döner. Kimya mühendisliğinin yanında gıda, endüstri veya malzeme mühendisliği okuyabilirsiniz.İTÜ benim zamanımda %30 İngilizceydi. Çok severdim böyle olmasını. Çünkü mühendisliği Türkçe öğrenmek gerektiğine inananlardanım. Evet dersleri Türkçe anlatırdı hocalar ama her kaynak İngilizce'ydi. Yani her terimi, her kavramı hem İngilizce hem de Türkçe öğrenirdik. Türkçe anlatıldığı için çok rahat kavrardık konuları %100 İngilizce öğrenim gören diğer öğrencilere göre. Ayrıca, bize şu öğretilmişti. Biz mühendisiz ve bizim öncelikli muhattabımız ustalar ve işçiler. Sen geçip ustanın karşısına "Bu heat exchangerda plugging var" dersen mi seni anlar "Usta, eşanjörler tıkanmış ya" dersen mi? Türkçe'ydi, güzeldi, anlamlıydı, son kalelerden biriydi ve yıkıldı. Artık %100 İngilizce. Geçmiş olsun.

İTÜ kampüsü tam bir cennettir. Bahar geldiğinde tablolarda bile zor bulunur bir manzara çıkar ortaya. Küçük bir gölete, yüzlerce ağaca, rengarenk çiçeklere ev sahipliği yapar. 3 adet kız, 2 adet erkek yurdu vardır. Yurtlar fakültelere yakındır. Ama en güzeli destansı bir kütüphaneye sahiptir. Çoğu dizide, reklamda gördüğünüz kütüphane sahneleri İTÜ'de çekilmiştir. İçinde vakit geçirmek, kitaplara dokunmak ve aradığınız her yayına, kitaba, makaleye ulaşabilmek inanılmaz büyük bir zevktir.

Benim aklıma gelenler bunlar. Eğer İTÜ veya kimya mühendisliği hakkında soru sormak isteyen, kafasında soru işaretleri kalanınız varsa bana mail adresimden ulaşabilirsiniz. Seve seve yardımcı olurum. Ve son olarak şunu belirtmek isterim, istediğiniz puanı alamamış, istediğiniz bölüme ulaşamamış olabilirsiniz (ki ben öyleydim). Hayatın sonu değil, size uyan başka bölümler de vardır. Asıl önemli olan o bölümleri bulabilmek. Hepinize bol şans:)