Aslıcım mim sevgimi bildiğinden bana tazecik bir mim yollamış. Benim için önemli 5 yer mimimizin konusu. İşte benim biricik kutsal yerlerim.
1-İzmir: Bilmeyen duymayan kaldı mı? Ben İzmir'e aşığım. Ölüyorum hasretinden. Her konusu geçtiğinde gözlerim doluyor, burnumun direği sızlıyor. Bir gün geri dönme ümidiyle yanıp tutuşuyorum. Şu an bir imkan çıksa, bir ışık belirse, kaptığım gibi sevdiklerimi koşa koşa giderim. Ama nerdeee?
2- İTÜ: 5 senemi heba etse de, her gün beni kitapların içine gömse de, sosyal hayattan zırnık koklatmasa da, lisans derslerini doktora seviyesinde verse de (şimdi çok işime yarıyor neyse ki:)) çok seviyorum okulumu. Bana biricik sevgilimi verdiği için, erkeklerle kanka olunabileceğini gösterdiği için, yoklukta ve zorlukta nasıl kenetlenildiğini gösterdiği için, bahardaki cennet hali için, kantinindeki deri koltukları için... daha bir sürü şey için seviyorum keratayı:)
3- Kadıköy: Erkek arkadaşımla ilk senemizin değişmez buluşma mekanı. Her sokağını, sahilini, vapur iskelesini, sinemalarını, Mango'sunu, büfelerini kısaca onunla ayağımızın değdiği her yeri çok seviyorum. Bir gün yine ikimiz ama bu sefer önümüzde bir bebek arabasıyla gidebilmeyi diliyorum o sokaklara:)
4- Çeşme: Şu anki değil 15-20 sene önceki Çeşme. Aya Yorgi'ye araba yolunun olmadığı, babamın omzunda denizden yürüye yürüye gittiğimiz, beyaz kumlu, berrak denizli, sahilinde mısır yediğim, güneşin altında uyuduğum, yemekten sonra tost yicem ben diye tutturduğum, ayak parmaklarımın terliğimden fırladığı 80'lerin Çeşmesi.
5- Kuşça: Kuşça anneannemin yaşadığı köy. Samsun-Terme'de. Orda anneannemin dizinin dibinde, mutfaktaki divanda, kuzinede mısır-patates közlemek, balkonunda çay-gofret ikilisiyle gelene geçene bakmak, harmandan dalından fındık yemek, bahçeye giren ineği kovalamak, gelip Gürcüce konuşanların dediğinden tek kelime anlamamak, herkesin yanıp kavrulduğu ağustos ayında yorganla yatmak, o evde hep çocuk kalmak...Gitmedim senelerdir, gitmem lazım:(
Şimdiden peşin peşin uyarayım duygusal bir mim bu. Yazarken gözlerim doldu. Benden de Nazocum'a, Pammuk kızıma ve blog dünyasına yeni adım atan Pollyanna'ya gitsin bu mim. Duygulanmaya hazır olun kızlar:)
24 yorum:
çilli kız kuşca'yı bilmezmiyim benimde burnumda tüttü şimdi oralar :(
İtü maslak di mi? amanın geçen kpds sınavına girerken ne dolandım durdum :) yok arı yolu yok çiçek yolu.. :)
çeşme'yi bende çok seviyorum çillim..Ilıca,Aya Yorgi,Altın Kum buralar çook güzel!
çillicim sokaklar cok dar bebek arabası zor olmasın :)
ne güzel cvplar vermişsin 3. şıkka kocaman bir aminnnn diyorum =)
Tam o nokta, yani Pasaport, hayatımın 25 senesinin geçtiği, şu dünyada en çok sevdiğim yer. İmkan olsa ölünce yakılıp küllerimin oradan denize savrulmasını isterim ama yapamayacakları için böyle bir vasiyet bırakıp arkamdakileri üzmek istemem.
blok okuyucusu olmak da yazmak kadar zor galiba.. prettynn hamile oldugunu öğrendiğimde hüngür hüngür ağlamıştım mutluluktan sebep bilmiorm..şimdi yine ağlıorm termeli oldgunu bilmiodum sanırım ewimi annemi özledim :((
Nalancım, biri bana dese birgün blog yazacaksın ve o blogda köyünü bilen birileri çıkacak hayatta inanmazdım:) Hayat ne garip:)
Mervecik, evet canım Maslak kampüsü. Bir de ağaçlı yol var ki, fimlerde bile öyle güzel bir yol yoktur:) Çeşme de burnumda tütüyor:(
Tukucum, o zaman kanguruyla asarız bebişi göğsümüze napalım:))
Handancım, ben de kocaman bir amin diyorum o şıkka:)
Cenebaz, ahh orda güneşin batışını izlemeyi, sabah boyoz yemeyi, kışın rüzgarın göğsümü delmesini nasıl özledim:(
Adsız, aslında Ünyeliyim ama anneannemin köyü Terme'de. Ben de anneannemi çok özledim:( Ağlatmak istemezdim seni.
love kadıköy,moda:) aynı hayallerr:)
sende mi mimlendin :)
hayatda o kadar tesadüflere rastladım ki artık şaşırmaz bi durumdayım :)
Çilli gürcüce(çerkeztavuğu) severmiydin:)
Çilli'cim Kuşça mükemmel bir yermiş.Hele ki benim gibi yeşile aşık biri için cennet oldu gözümde:)Çok şanslısın:)
İzmir ve Çeşme'ye laf yok zaten :):)
Juvem, İstanbul'un baş ilçesi Kadıköy'dür bence, Taksim falan yalan:)
Fotoğraf penceresinden, mimlenmelere doyamıyorum ben:)
Nalancım, çerkez tavuğu mu? Aaa bilmiyorum valla, anneanneme sorayım bir geldiğinde neymiş:)
Ayşecim, Kuşça'da öyle bir doğa var ki bazen korkutuyor insanı:) Tam balta girmemiş ormanlar gibi:)
5.maddedeki tasvirler beni benden aldı. Dur bakalım ben ne zaman İstanbul'a Hieyytt çekip kaçıcam böyle bir yere.
La Santa Roja, o kaçma planlarını ben de yapıyorum hep ama köye gidince de şehri özlüyorum. Tam bir kısır döngü:)
ne beklersin gelsene İzmir'e:)
Creep, iş beklerim, karnımın doymasını beklerim:) Bir insan da aramaz mı İzmir'den, aramıyor işte:)
ben arıyorum işte gel buraya:)
aynı iş kolundayız:))
sevgili itü'lü kardişim :)
umarım ben de okulumuzu ilerde bir gün bööyle hoş sözlerle anabilirim, zira kendisine oldukça gıcığım şu 2sene önce dayatılıp, benim gibi nicelerinin başını yakan ve bu sene yine saçmasapan bir şekilde kaldırılan önşart zırvasından dolayı... Sözüm sanadır zalim İTÜ, Şubat'ta tarih oluyorsun benim için hüleeeyn! Nihahaha :)))
Bu arada kantinindeki deri koltuklar falan, inşaatta mısın yoksa sen dee?! :)
Creep, sağolasın:)
Lydiacım, İTÜ içindeyken hiç sevilmeyen mezun olunca deli gibi özlenen bir okul. Bir bitsin kapısından bir daha girmeyeceğim diyordum şimdi gittiğimde gözlerim doluyor:) Deri koltuklar da kimya-metalurjininkiler ama İTB nedeniyle inşaatın deri koltuklarında da az oturmadım:)
İzmirr!!Aynen benim de burnumda tütüyor..
Elfeyp, ah İzmir ahh:(
itü 4 senedir hayatımı zehir etti bitmiyo bitmiyo:)
Cindrella, üniversitedeyken birinin mezun olduğunu duyunca nasıl oldu da bitirdi, bu bitecek bir şey değil ki derdim:) Öyle bir bitiyormuş üstüne öyle de bir özleniyormuş ki:)
Yorum Gönder